Bir zamanlar Akdeniz’in en verimli zeytin bahçeleriyle anılan Antalya, şimdi yeniden toprağın bereketine dönüyor.
Turizmin hızla geliştiği yıllarda gerileyen zeytin ve zeytinyağı üretimi, son dönemde yürütülen coğrafi işaretli zeytin projeleriyle yeniden ivme kazanıyor.
Kentte üreticiler, “Tavşan Yüreği” ve tescil süreci devam eden “Beylik” türü zeytinlere yönelerek, hem kaliteyi hem de markalaşmayı hedefliyor.
Antalya, zeytincilikte yalnızca üretim gücüyle değil, köklü geçmişiyle de dikkat çekiyor.
Kepez’deki Lyrboton Kome Antik Kenti kazılarında ortaya çıkarılan antik zeytinyağı işlikleri, bölgedeki üretimin 2.200 yıl öncesine dayandığını kanıtlıyor.
Bu tarihî miras, bugün yeniden canlanıyor. Antalya genelinde 180 bin 920 dekarlık alanda zeytin üretimi yapılıyor ve her yıl ekim ayında hasat dönemi başlıyor.
Bu yıl zeytinliklerde hummalı bir hasat süreci yaşanıyor.
Bahçelerden toplanan zeytinler hem sofralık olarak satılıyor hem de yağ üretimi için fabrikalara gönderiliyor.
Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, kentte bu yıl 50–55 bin ton zeytin ve 7–8 bin ton zeytinyağı üretimi beklediklerini belirtti.
Ancak iklim koşulları nedeniyle verimin geçen yıla göre biraz düşebileceğini söyledi.
“Bu yıl beklediğimiz yağışı alamadık,” diyen Çandır, üreticilere hasat sonrası işlemlerde hijyene ve hızlı sıkıma dikkat etmeleri yönünde çağrıda bulundu.
Antalya’ya özgü Tavşan Yüreği zeytini, geçtiğimiz yıllarda coğrafi işaret tescili alarak ulusal çapta koruma altına alındı.
Bölgeye has bir diğer tür olan Beylik zeytini için de tescil başvurusu yapıldı.
Bu özel çeşitler, yüksek yağ oranı ve aromatik lezzetiyle öne çıkıyor.
Çandır’a göre geçmişte yapılan en büyük hata, bölgeye ait olmayan zeytin türlerinin yaygın olarak dikilmesiydi.
“Şimdi kendi yerel çeşitlerimize dönüyoruz,” diyen Çandır, “Antalya, özgün zeytin türleriyle yeniden eski üretim gücüne ulaşabilir” ifadelerini kullandı.
Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, zeytin ve zeytinyağı kalitesini artırmak amacıyla üreticilere yönelik bilgilendirme çalışmaları yürütüyor.
Fabrikalara hijyen uyarı levhaları yerleştirildi; şişelemede ışık geçirmeyen teneke veya cam kaplar kullanılması konusunda üreticiler yönlendiriliyor.
İl Müdürü Şakir Fırat Erkal, Antalya’nın zeytin üretiminde Türkiye genelindeki payının yaklaşık yüzde 2 olduğunu, ancak kaliteyle bu oranın ekonomik değerde çok daha fazla karşılık bulabileceğini vurguladı.
Antalya, geçmişte olduğu gibi yine Akdeniz’in zeytin kokan rüzgârına kulak veriyor.
Zeytincilikte atılan her adım, yalnızca üretimi değil, yerli türlerin korunmasını ve bölgesel kimliğin güçlenmesini de destekliyor.
Tavşan Yüreği ve Beylik gibi coğrafi işaretli zeytinler, Antalya’nın tarımsal geleceğini yeniden şekillendirecek.
Belki üretim rakamları hâlâ eski günlerdeki kadar yüksek değil ama bir şey değişti:
Antalya yeniden kendi köklerine dönüyor.